17 Haziran 2012 Pazar




AŞK


Dün kapısından geçenlere Aşk'ın sırları ve değeri sorulan tapınağın girişinde durmuştum. 

*

Ve önümden çok zayıflamış, yüzü hüzünlü yaşlı bir adam iç çekerek geçti ve şöyle dedi: 
'Aşk bize ilk insandan beri bağışlanmış bir güçsüzlüktür.'
*
Yiğit bir genç karşılık verdi: 
'Aşk bugünümüzü geçmişe ve geleceğe bağlar.'
*
Ardından kederli yüzlü bir kadın hıçkırarak şöyle dedi: 
'Aşk cehennem mağaralarında sürünen kara engereklerin ölümcül zehiridir. Zehir çiy gibi taze görünür, susuz ruhlar aceleyle içer onu; ama bir kere zehirlenince hastalanır ve yavaş yavaş ölürler.' 

*

Sonra gül yanaklı bir kız gülümseyerek dedi ki: 
'Aşk Şafak 'ın kızları tarafından sunulan ve güçlü ruhlara güç katıp onları yıldızlara çıkaran bir şaraptır.'
*
Ardından çatık kaşlı, kara giysili, sakallı bir adam geldi: 
'Aşk gençlikte başlayıp biten kör cahilliktir.'
*
Bir başkası gülümseyerek açıkladı: 
'Aşk insanın tanrıları mümkün olduğunca fazla görmesini sağlayan kutsal bir bilgidir.'
*
Sonra yolunu asasıyla bulan kör bir adam konuştu: 
'Aşk ruhlardan varlığın sırlarını gizleyen kör edici bir sistir; yürek tepeler arasında sadece titreşen arzu hayaletlerini görür ve sessiz vadilerin çığlıklarının yankılarını duyar.'
*
Çalgısını çalan genç bir adam şarkı söyledi: 
'Aşk ruhun çekirdeğindeki yangından saçılan ve dünyayı aydınlatan bir ışıktır. Yaşam 'ı bir uyanışla diğeri arasındaki güzel bir düş olarak görmemizi sağlar.'
*
Ve paçavraya dönmüş ayaklarının üzerinde sürüklenen güçsüz düşmüş çok yaşlı bir adam titrek bir sesle şunları söyledi: 
'Aşk mezarın sessizliğinde bedenin dinlenmesi, Sonsuzluk 'un derinliklerinde ruhun huzura ermesidir.'
*
Ve onun ardından gelen beş yaşındaki bir çocuk gülerek dedi ki: 
'Aşk annemle babamdır, onlardan başka kimse bilmez aşkı.'
*
Ve böylece Aşk'ı tarif eden herkes kendi umutlarını ve korkularını bıraktı önüme sır olarak. 
*
O anda tapınağın içinden gelen bir ses duydum: 
'Yaşam iki yarıya ayrılmıştır: biri donar, biri yanar; yanan yarı, Aşk 'tır.'
*
Bunun üzerine tapınağa girdim, sevinçle diz çökerek dua ettim: 
'Tanrım, beni yanan alevin besleyicisi yap... Tanrım beni kutsal ateşine at...'


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder